Önümüzdeki trajedinin ardından, bir kadın ve ergen oğlu, hayatlarına devam edebilmek için bilinmeyen bir bölgeye yolculuk etmek zorunda kalıyor. Burada başlar hikaye ve karşımıza öyle bir öykü çıkar ki, seyirciye yaşanmış, derinden hissedilmiş bir deneyim sunuyor. Tüm yaşanmışlıklar, etraflıca anlatılan çarpıcı ayrıntılar ve beklenmedik dönüşlerle birlikte, bir annenin ve oğlunun mücadelesini ve bu zorlu süreçte nasıl ayakta kaldıklarını görmek, içinde bulunduğumuz küresel kriz döneminde dahi bize umut aşılamakta.
Bu film, izleyicilere, hayatın kırılganlığını ve ne pahasına olursa olsun devam etme zorunluluğunu acımasız bir şekilde hatırlatıyor. Performanslarıyla göz dolduran oyuncular, özellikle anne ve oğlun hayat mücadelesini, umutsuzluğa rağmen birbirlerine olan inançlarını ve sevgilerini aktarırken, seyircinin yüzleşmekten kaçındığı duygusal bir gerçekliği de bizlere sunuyorlar.
Bu film kısacası, hayatın zorluklarına rağmen sevdiklerimizle nasıl ilerleyeceğimizi, nasıl umut bulabileceğimizi ve en önemlisi de hayata nasıl tutunabileceğimizi bize gösteriyor. İster annelik üzerine bir derinlik arayışı, isterse trajik bir olayın ardından hayata tutunma çabası olarak nitelendirilsin, bu film, hayattaki sevdiklerimizle ilişkilerimizin değerini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Başka bir deyişle, bu film, sevgi ve umudun, her türlü zorluğu aşabileceğimizin, acıyı dönüştürüp, hayatı anlamlandırabileceğimizin güçlü bir hatırlatıcısı.
