"Vital", kırk yaşında bir tekstil fabrikası atölye şefi olarak yaşamın basit ama sert kurallarına uyan, geleneksel ve sakin bir karakterdir. Er ya da geç hayatında bir dönüm noktası yaşayacağını öngörebiliriz, ama tahmin etmez ki bu dönüş, işvereninin kızıyla tanıştığı anda gerçekleşecektir.
Film, ergonomik bir çalışma için Vital'ı seçtiğinde, genç kızın ona olan ilgisiyle başlar. Bu eşsiz bağlantı, herkesin kıskançlıkla karışık öfkesini çekiyor ve sıradan hayatları ciddi bir şekilde tehdit ediyor. İlişkileri, çevreden gelen sürekli reddetme ve onaylanmama dalgalarına karşı koymanın zorluğunu ve bunun sonucunda ortaya çıkan dramatik sonuçları izleyiciye sunuyor.
Şefkatli gözlerle bir aşk hikayesini anlatan bu film, toplumsal baskının aşk üzerindeki etkisini vurgulamaktadır. Hayattaki yalıtılmışlığı ve çaresizliğin, bir hikayeyi ne kadar dönüştürebileceğini yoğun bir şekilde gözler önüne sererken, izleyiciyi sorgulamaya ve düşünmeye iten bir anlatımı var. Vital'ın yaşadığı zorlukları ve aşk mücadelesini aktaran bu film, tek bir kelimeyle ifade edilebilecek bir duygu bırakmaktadır: Empati.
Bu film, sadece bir aşk hikayesi anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda farklı sınıf ve statülerden gelen insanların aşkla birleşme mücadelesini, tabuları ve toplumsal normları yıkmaya çalışırken yaşadığı zorlukları da vurguluyor. Her sahne, izleyiciye, aşkın seçmek ve seçilmek, kabul etmek ve reddetmek, direnmek ve teslim olmak gibi çelişkili duygularla nasıl dolu olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, bu film, aşkın ve yaşamın karmaşıklığını ve güzelliğini iyi bir şekilde ifade ediyor. Herkesin rastgele aşık olduğu bir dünyada, Vital'ın hikayesi, aşkın her birimizi nasıl değiştirdiğini ve etkilediğini anlatırken, aynı zamanda toplumsal normlar ve değer yargılarına karşı bir eleştiri sunuyor.
