1980'li yıllarda Brezilya'da yaşayan bir çocuk, askeri hizmet için çağrılır ve Batı Berlin'e sürüklenir. Böyle bir konu üzerine kurulu filmden bahsetmek gerekirse, öncelikle bu eserin sadece bir savaş öyküsü olmadığını belirtmek gerekiyor. Bu film, aslında genç bir bireyin topluma, yetişkinliğe ve sorumluluklara dair hikayesini anlatıyor.
Filmde, küçük bir Brittany kasabasında sessiz sakin bir yaşam süren genç bir çocuğun, sert ve acımasız bir dünyaya, askeri hizmete sürüklenişini izlerken, çocuğun yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir değişim geçirdiğine şahit oluyoruz. Askeri hizmetin getirdiği zorluklarla karşı karşıya kalan genç, tüm bu zorlukların altından kalkmayı başarmış ve hayatta kalabilmiştir.
Filmin gerçek zaferi, genç çocuğun sıradan bir bireyden dönüşümünde yatıyor. Bu eser, izleyicinin genç çocuğun bu süreçte nasıl çelişkili duygular yaşadığına, nasıl zorluklara göğüs gerdikçe olgunlaştığına tanıklık etmesini sağlıyor.
Batı Berlin'in 1980'lerdeki politik ve sosyal gerilimini de mükemmel bir şekilde yansıtan bu film, aynı zamanda dönemin genel ruh halini ve atmosferini başarıyla aktarıyor. Geçmişin kapılarını ardına kadar açarak izleyiciyi tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.
Her sahnesinde dikkat çekici detaylarıyla, bizleri genç bir çocuğun gözünden büyüme, değişim ve hayatta kalma hikayesini izlemeye davet eden bu film, kesinlikle kaçırılmaması gerekenler arasında.
