Bir moda tasarımcısı, doktorlarını şaşırtan ve kocasını sinirlendiren gizemli bir hastalıktan muzdariptir, ta ki Filipinli bir bakıcı gelene kadar. Bu bakıcı, geleneksel halk şifacılığını kullanarak korkunç bir gerçeği ortaya çıkarırken yardım eder.
Moda tasarımcısı hayatında hiç görmediği bir hastalığa yakalanmıştır. Doktorlar, teşhis koymakta zorlanır ve ona çözüm bulmada başarısız olurlar. Bu durum, hem moda tasarımcısını hem de eşini büyük bir endişeye sürükler. Hastalık nedeniyle tasarımcının yaşam kalitesi düşerken, kocası da giderek umutsuzluğa kapılır.
Tam da bu sırada Filipinli bir bakıcı olan gizemli bir kadın hayatlarına girer. Bakıcı, kendi köklerinden gelen ve nesiller boyu aktarılan geleneksel halk şifacılığını uygulayarak moda tasarımcısının durumunu incelemeye başlar. Başta bu yöntemin etkisiz olduğunu düşünen tasarımcı ve kocası, umutsuzluktan başka seçenekleri olmadığı için denemeye karar verirler.
Bakıcının uyguladığı şifalı bitkiler, dualar ve ritüeller moda tasarımcısının vücudunda etkisini göstermeye başlar. Önce küçük bir değişimle başlayan iyileşme süreci, giderek hızlanır ve tasarımcıda mucizevi bir şekilde iyileşme belirtileri görülür.
Ancak, iyileşme süreci sırasında bakıcı, moda tasarımcısının hastalığının sadece fiziksel bir sorun olmadığını keşfeder. Kötücül bir varlık tarafından musallat olunduğunu fark eder. Şeytanın varlığı ile mücadele etmek için geleneksel ritüellerini daha da yoğunlaştırır ve tasarımcının kurtuluşu için büyük bir savaş başlatır.
Sonunda, bakıcının mücadelesi ve geleneksel şifacılığının gücüyle moda tasarımcısı tamamen iyileşir. Bu korku dolu yolculukta, tasarımcı ve eşi, geleneksel halk şifacılığının gücünü tanır ve yaymak için ellerinden geleni yapmaya karar verirler. Bu deneyim, hayatlarını sonsuza dek değiştirecek bir dönüm noktası olur ve onlara yeni bir perspektif kazandırır.
