Bir evliliğin dökülme süreci boyunca hâkim olan bir kadının karmaşık hikayesi, dinî ilkelere dayanarak kan transfüzyonunu reddeden bir gençle kesişiyor. Ağır bir boşanma sürecinin stresi ve mahkemede karşılaştığı moral ikilemlerle boğuşan bu kadın hâkim, doğru kararı verme konusunda kendini sorgulamaktadır. İnanç ve adaletin çatışmasının merkezinde yer alan karmaşık bir hukuk davası üzerinde eğilirken, dini inançları sebebiyle tedaviyi reddeden bir gencin hayatına neredeyse hükmetme durumunda kalır.
Bir tarafta kendi hayatını sorgulayan bir kadın, diğer tarafta hayatının başlangıcında dini inançlarına bağlı kalmayı seçen bir genç… Hikaye ilerledikçe, kadın hâkimin duygusal yolculuğu ve genç erkeğin inançları arasındaki çatışma, adaleti sağlamak adına verilmesi gereken çetin bir karar üzerinde dikkat kesilir. İnanç, ahlak, kanun ve insanlığın karmaşık düğümünün tam ortasında duran bir hâkimin bu hikayesi, izleyiciyi derin bir düşünceye sürüklüyor. Film, hukukun acımasız dünyasında dinî ilkelere bağlılığın ve kişisel çatışmaların nelere mal olabileceğini gözler önüne seriyor.
