Sam'ın çocukluk aşkını kazanmak için büyüleyici bir 'bling' yüzük mü yoksa şehri kötü niyetli robotlar ordusundan kurtarmak için gösterdiği cesaret mi daha etkili olacak? Böylesi bir soru, izleyicinin kafasında heyecan verici bir senaryonun kapılarını açıyor.
Bir yanda, romantizmin ve belki de malzeme tutkusunun simgesi olan 'bling' yüzük; diğer yanda ise, saf cesaretin ve belki de fedakar bir kahraman olmanın örneği olan kötülüklere karşı savaş. Bu cümleyle verilen mesaj, belki de sadece aşk ve romantizmin değil, aynı zamanda insanların iç yüzünü ve önceliklerini sergileyen bir durum. Rüya gibi bir aşk, lüks bir yüzükle mi yoksa cesur bir kahramanlık eylemiyle mi taçlandırılmalı?
Bir yandan, aşk ve romantizmi belki de maddi bir obje olan bling yüzük üzerinden algılarken; diğer yandan da, aşkın ve romantizmin cesareti, fedakarlığı ve belki de kahramanlığı içerdiğini düşünmeyi öneriyor. Sonuçta, gerçek aşkın neyin belirtisi olduğunu kim belirler ki?
Sam'ın çıkmazı, izleyiciyi de kendi değer yargıları ve öncelikleri üzerinde düşünmeye itmeli. Cevaplanması gereken soru; aşkı bir 'bling' yüzükle mi yoksa kahramanca bir eylemle mi ölçebiliriz? Aşkın ve romantizmin ölçütleri nedir ve biz bu ölçütleri nasıl belirleyebiliriz? Bu film, izleyicinin kendi aşk ve romantizm anlayışını sorgulamasını sağlayacak bir platform sağlıyor.
