Bir kadın, çocukluk arkadaşına olan eşcinsel ilgisi sebebiyle kendisini dışlayan Ortodoks Yahudi topluluğuna geri dönüyor. Tekrar bir araya gelince, inancın ve cinselliğin sınırlarını keşfederken tutkuları yeniden alevleniyor.
Bu zorlu ve karmaşık hikaye, cinsellik ve inanç arasındaki çatışmaları yoğun bir şekilde ele alıyor. Toplumunun zamanla değişmez kuralları ve gelenekleri içinde, baş karakterimiz kişisel kimliğini ve arzularını keşfetmek için çabalamaktadır. Bu süreçte, kadının çocukluk arkadaşına olan ilgisi yeniden canlanır ve bu duyguların kendi inancı ve toplumuyla çeliştiğini görmesiyle birlikte, derin ve karmaşık duygusal bir yolculuğa çıkar.
Film, insan ilişkilerini ve kişisel kimliğin dış baskılarla çeliştiğinde ne olacağını mercek altına alıyor. İzleyiciyi, inanç ve cinsellik arasındaki bu ince çizgiyi sorgulamaya ve karakterlerle empati kurmaya teşvik ediyor. Yönetmenin titizlikle çizdiği toplum portresi ve oyuncuların başarılı performansları, filmi oldukça etkileyici hale getiriyor.
Ayrıca, Ortodoks Yahudi topluluğunun detaylı ve hassas bir şekilde ele alınışı, bu kültüre dair bilgi veriyor ve filmdeki olayların neden çelişkili olduğunu daha iyi anlamamızı sağlıyor. Bu, filmin sadece bir aşk hikayesini değil, aynı zamanda bir topluluğun sosyal yapısını ve dışlanma korkusunu da anlattığını gösteriyor.
