Özünde iki insanın romantik çatışmasına odaklanan bir film izledik. Bu iki kişi, bir yanda ailesinin kara koyunu durumundaki, yaşına rağmen hâlâ çocuk ruhunu taşıyan ve oyuncak koleksiyonculuğu tutkusundan vazgeçmeyen bir erkek ve diğer yanda, geçirdiği zorluklar sonucunda ruhen çöküntü içinde olan ve hayata yeniden tutunmaya çalışan bir kadın. Hikayemiz yirmili yaşlarını aşmış bu iki insanın hayatını ve birbirlerine karşı geliştirdikleri duygusal çekimi anlatıyor.
Her iki karakter de kendi içlerindeki çocukları ve duygusal zorluklarını yeni bir başlangıca çevirme çabasındalar. Bu iki çocuksu ruh arasında filizlenen aşk, onların gelişimlerinde belirleyici bir rol oynuyor. Aynı zamanda, film hem oyun tutkunu olan adamın hem de hayata yeniden tutunmaya çalışan kadının aile içerisinde ne kadar dışlandıklarını ve genellikle "kara koyun" olarak nitelendirildiklerini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Film, sadece iki insan arasındaki romantik ilişkiyi değil, aynı zamanda bireylerin aile içindeki rollerini, sosyal baskıları ve kişisel gelişim süreçlerini de cesurca ele alıyor. Bu iki olgun yaşta kişi arasında yeşeren romantizm, bir yandan hayata dair acı gerçekleri sergilerken, diğer yandan da sevginin iyileştirici gücünü ve insanın içindeki çocuğu asla büyümeden korumanın önemini vurguluyor.
