Brüksel'de geçen film, Romanyalı bir inşaat işçisi ile Belçikalı-Çinli bir yosma doktora öğrencisi arasında potansiyel bir aşk hikayesini ele alıyor. İkili, inşaat işçisinin memleketine dönmek üzere olduğu bir anda karşılaşıyor. Henüz kendi evlerine dönmeden önce aynı yolda karşılaşan bu iki kişi arasında beklenmedik bir yakınlık oluşuyor. Film, iki farklı kültür ve disiplinin çarpışmasını ve bu çarpışmanın ortasında kalan bir aşkı inceliyor.
Romanyalı işçinin sert ve disiplinli hayatı, Belçikalı-Çinli doktora öğrencisinin entelektüel ve hassas dünyasıyla karşılaştığında, ortaya çıkan sonuç tam anlamıyla belirsizdir. Hem karakterlerin kendileri, hem de etraflarındaki dünya, bu ilişkinin nasıl şekilleneceği konusunda belirsizdir. Her ikisi de kendi dünyalarında mutlaka bir yere sahip olsalar da, birlikte yeni bir yol çizmeye çalışmaktadır.
Filmin çerçevesi, insan ilişkilerinin karmaşıklığı ve kültürlerarası çatışmalarla dolu olan bir dünyayı gösteriyor. Bu, özellikle Belçikalı-Çinli doktora öğrencisinin yosma üzerine yaptığı araştırmaları ve Romanyalı inşaat işçisinin kaba gücünü kullanarak betonla çalıştığı sahneler aracılığıyla vurgulanıyor.
Sonuçta, bu filmi izlerken beklenmedik bir aşk hikayesi ile karşılaşıyoruz. Bu aşk hikayesi, iki tamamen farklı karakter ve yaşamların çatışmasında sürekli değişen, karmaşık ve karmaşık bir dünya üzerine kurulu. Ve bu noktada, filmin yalnızca iki karakter arasındaki ilişkiyi değil, aynı zamanda insanların ve kültürlerin çatışabileceği ve birlikte yaşayabileceği daha geniş bir dünyayı da anlamaya çalıştığını görüyoruz.
